Benim için Otantik Hareket
AM benim için kişisel olarak çok özel bir yöntem, çok özel bir süreç…Pek çok derinden dönüşümleri, AM deneyimlerimde yaşadım. İçinden çıkmadığım durumlarda, birden bir hikaye ile gözümün önüne serildi hikayeye dair her şey. Neden zorlandığım, içinden nasıl çıkacağım. Bugüne kadar kişisel yolculuğumda en azından, ne tür bir yöntem denemiş olursam olayım, beni en rahatlatan aşama, neyle uğraştığımı bilmek oldu. Somut, elle tutulur, gözle görülür, adı konulur olmuş olması…Beden üzerinden, hareket üzerinden. Bilince taşımak dediğimiz durum. Sonrasında yönetilebilir bir süreç haline gelmesi…
AM benim içi özel kılan diğer bir boyutu da, herhangi dışarıdan gelen bir yöntemi uygulamak değil, içimden gelen, bana ait ve bana özel olan bir kaynak sunması oldu. Bazılarımıza yönlendirme iyi gelir, ne yapılacak söylenmesi, bazılarımızın ise, kendine göre yöntemi adapte etme ve hatta yeniden yorumlama ihtiyacı yüksektir. Yöntem o zaman anlam kazanır, içselleşir, uygulanabilir olur. Ben, aynen tahmin edebileceğiniz üzere, daha çok ikini gruba girenlerdenim.
AM bana katkıları, ve benim için önemine geri dönecek olur isek...Her AM deneyimim sonrası, hissettiğim zenginlik, genişlik, ferahlık ve ‘biliyorum hissi’. Neyle uğraştığımı, neye ihtiyacım olduğunu, hatta yolumu açacak olanın ne olduğunu…Ve sanki ve adeta, bu yaşantıma dair, bir kısa film çekilmiş, hatta bazen bir animasyon, ve ben bu filmi izliyorum. Hem senarist, hem yönetmen, hem de izleyici. Özellikle de bu açıdan, benim için ve ben gibi profiller için tadına doyum olmayacak bir deneyim.
Ve en kıymetlisi de, gerçekten o anda, o konu ile ilgili veya genel olarak neye ihtiyacım var ise onun ortaya çıkabildiğini görmek oldu. Bütün kurgular, analizler, artık yük haline gelmiş açıklamalar ve anlamlardan ari olarak.
Gruplarda ve bireysel seanslarda, tanık olduğum değişimlerde, hikayelerin, öykülerin kendilerini nakış gibi işlemeleri, her seferinde şaşırttı ve yeniden inandırdı, yöntemin kendi içindeki eşsiz bilgeliğine. Ne çok fazla, ne çok az, ne çok erken, ne de çok geç…Tabii kolay değildi, bir tanık rolündeyken, gördüğüm ama hareket eden kişinin bahsetmediği bir anda gerçekleşeni tutmayı öğrenmek. Bir yandan da bana çok aşina bir duruş, ya da süreç. Özgür iradeye, bireysel ve biricik olana biraz düşkünlüğüm, biraz da kişisel öyküm nedeni ile tutkuyla bağlanma nedenimden. Tam da ihtiyacı olan bilgi olduğunu düşündüğünde, mesela, tam da yolunu açacak bir rehber gördüğünü düşündüğünde. Belki çok güçlü bir savaşçı, bir tanrıça duruşu, ya da adeta bir olimpiyat şampiyonu dengesi. Gücünü, neler yapabildiğini bir bilse dediğin anlar…Ya da öfkenin arkasında saklanmış olan, başın hafif yere bakması, omuzların düşmesi, yanağa dokunan el ve burada keşke kendine izin verse dediğin, durma, dinlenme ve kırılganlığını hissetse dediğin yer. Tanık olarak tuttuğun, onun doğru zaman ve yerde, bu bilgiyle kendliğinden ilişki kurduğunu görmek…Başka bir oturumda, veya hayatında gelişen bir durumdan verdiği bir örnek ile. Bilince gelmesi, kimi zaman dile dökülmesi, kimi zaman da sadece harekete geçirmesi…
Her yöntemde olduğu gibi, tabii ki AM de herkes için değil. Bazılarımız daha kısa dönemli kazanımlar isteriz, kısa sürede bir değişim. AM bu tür durumlar için değil mesela. Bazen, bizi meşgul eden konulara yakından bakacak bir durumda olmayabiliriz. Kendimiz ile realite ile daha sağlam bir zemine ihtiyacımız vardır önce. Bu tür dönemler de, AM için uygun bir dönem değil. Benliğimiz ile, bir seviyede, fonksiyonel bir ilişki içinde olduğumuz durumlarda, sağlıklı ve güvenli çalışır AM. Örneklerde bunların her birisi ne demek, onlara yer veriyorum. Travma yaşantısı aktif ise, çalışılır mı AM ile? Kişinin durumuna göre ve ‘travma yaşantısı’ ile ne tarif ettiğimiz, hatta ‘travma’ kelimesini ne için kullandığımıza göre. Çalışma yönteminden var bu soruların cevapları, kılavuzları.