Not: Savaş gündemi ile ilgili hassas etkileşimlere neden olabilecek temalar içerebilir.

‘Yine bir Otantik Hareket zamanı’ diye mesaj geliyor Alman arkadaşımdan. Otantik hareket eğitimini beraber tamamlamıştık. Ona burada kısaca D diyelim. Pandemi döneminden beri zoom üzerinden, kendimizi desteklemek için buluşuyoruz, otantik hareket uyguluyoruz, birbirimize tanıklık ediyoruz. Onun daveti gelince, 'evet' diyorum. Zamanı... İçsel olarak biliyorum, ama herhangi bir şey yapmak için de genel bir isteksizlik hali hakim. Bu da, diyorum, ama destekliyor aslında tabii. Evet, otantik hareket zamanı.
İlk Gündem
İlk buluştuğumuzda, uygulama öncesi kısa sohbetimizde, akıl almaz Savaş hallerini konuşuyoruz.
İçimde, yine aslında bu konuşmanın dahi çok anlamsız olduğunu, konuşmanın hiçbir şeye yaramayacağını söyleyen bir hal. Büyük oyunlar, bizleri saçma sapan şeyler ile oynatıyorlar vs. Bende hakim olan görüş. Konuşmanın bir anlamı yok. Hiç bir şey yapamıyoruz...Konuş, bağır, yaz, çiz, nafile. Kızgınım. Onun gündeminde ayrıca, evini artık boşaltması gerektiği gündemi var. 1 senelik hikaye. Evinden çıkmalı. Ev sahibinin kararı. Ama aynı semtte kiralar çok yüksek. Yapacak bir şey yok. Yaşadığı hem çaresizlik hissinden, hem de hiç bir başka seçenek üretmeyen halinden şaşkınlıkla bahsetiyor. Neyse, başlayalım diyoruz. Bakalım ne çıkacak, nasıl bir iç görü ya da deneyim içimizi, yolumuzu açacak. Her zamankinde daha donuk ya da az meraklıyız sanki.
Ve ikimizin de senelerdir oldukça hakim olduğu akış üzerinden devam ediyoruz.
Başlamadan, özellikle otantik hareket sizin için yeni bir alan ise, akışı takip etmek için ve okuduklarınızı anlamlandırabilmek için Otantik Hareket bölümüne ya da kısaca Dip NOT'a bakabilirsiniz.
Hareket aşaması
Gözümü kapıyorum. Ayaktayım. Sabit duruyorum. Bir sürü şey belli belirsiz gelip gidiyor. İmaj, hareket vs. Hiç birini denemek istemiyorum. İsteksizlik çok bariz ve çok yoğun. Ve sonra kendimi birden yerde dizlerimin üzerinde oturmuş, başım üst gövdem yerde buluyorum. Bir anda 'ağıt yakan' bir kişiyim. Bir kadın. Sağa sola doğru salınıp adeta dövünüyorum, başım sağa sola öne arkaya gidiyor. Ellerim göğsüme sağa sola gidiyor. Gördüğümde hep abartılı, fazlası ile dramatik bulduğum, bildiğimiz ağıt yakma pozisyonu. Büyüüüük bir yas var! Büyük kayıplar olmuş. Omuzlarımda, sırtımda sanki bir battaniye iliştirilmiş. Devam ediyorum. Şaşkınım, benden çıkan bu harekete, ama yaşantı, duygular oldukça gerçek. Devam ediyorum. Olan biten savaş halleri, tabii ki diyorum, bu coğrafyadaki tüm yaşantılar…yas evet var, bir dram, bu kadar etkilendiğimin farkında değildim. Başka bir şey ama diyor içim, başka bir yas. Of, evet geliyor. İnsanlığın iyi bir şey yapabileceğine, hayatın daha farklı ve iyi, iyi neyse artık, olabileceğine dair inanç. Tekrar tekrar aynı hataların yapılma döngüsünün dışına çıkabileceğimiz, ihtimali. Bir daha yaşanmasın temennilerinin gerçek olma ihtimali, artık yok. İçim boşalıyor sanki bir anda. Ve, bunu fark ettiğim anda, büyük bir utanç duyuyorum! Utanç. Artık o battaniyenin altında saklanmak istiyorum. Ben inancımı, umudumu nasıl yitiririm diye. Sanki öyle bir vazifem var. Ben, yitirmemeliyim. Olan bitenden, bu şekilde etkilenmiş olmaya dair şaşkınlığım devam ediyor. Hani görünenin ötesini görmek filan, oyunlara gelmemek, gündemin esiri olmamak filan…Burada, adeta bir delikte ya da çukurda sıkışıp kalmışım.
Bir iki dönme, belli belirsiz hatırladığım, dizlerimi kullanarak sanki.... Bir dirseğime dayanarak yanda, yerden güç alarak bir uzanma. Pilates’de başta zorlandığım bir hareket yapma dürtüsü...zorlandığım ama aslında hep iyi gelen ve yapabildiğimi görünce hep şaşırdığım bir hareket. Küçük bir iç pazarlık, yapsam ne olur ki. Cılız bir şekilde yapıyorum. Kolum güçsüz hissediyorum, ama kendimi yerden biraz yükseltiyorum. Bırakıyorum. Bu kadar diyorum, ama bu da bir şey. Sırt üstü uzanıyorum, sırtım yerde. Köprüye kalkma dürtüsü geliyor…Köprü! Haydaaa diyorum. Kaç zamandır yapmadım, ısınmadan yapmak doğru mu filan derken…köprüdeyim. Tam değil, ama köprü pozisyonundayım, evet. Belimden tavana doğru uzamış, sırtım yay gibi açılmak istiyor, sol kolum yine güçsüz, uzatmıyorum. Yerde oturuyorum.
Sonra ayaktayım, ayaktayken birkaç dönme var. Kendi eksenim etrafında, sola doğru sanki, ağır ağır, tam hatırlamadığım bazı kol hareketleri de var. Biraz mekanik bir dönme. Bir tavır var, henüz hissi yok. Mekanik bir tavır, hafif bir 'baş kaldırma'da var sanki ama. Sonra birden duruyorum. Yine o yas tutan kadınım. Ayaktayım bu sefer. O savaş alanına bakıyorum. Perişan, omuzlar çökük, hayalimde canlanan battaniye yine omuzlarımda. Duruşum dikkatimi çekiyor. Bir anda, bel çukurumda hafif biz düzleşme ve dikleşme hissediyorum. Oldukça belli belirsiz. Ve birden, ben artık bir teknik direktörüm! Futbol sahasına bakıyorum. Ellerim arkamda kavuşuyor. Kararlıyım, ciddiyim. Maçı takipteyim. Her iki takıma da bakıyorum. Oyunu çözmeye çalışıyorum. Memnuniyetsizim. Daha iyi oynayabilirler, diyorum. İki takım için de. Büyük bir ciddiyet içindeyim. Sadece bakışlarımla, maçı etkileyebilecek gibiyim. Böyle de oluyor sanki di mi geçiyor içimden. Teknik direktörler, bakışları ile oyuncuları hatta oyunu etkiliyorlar. Evet. Ama şaşkınım, kendimdeki ani değişime. Zaman doluyor. Ayakta o pozisyonda durmaya devam etmişim.
Konuşma ve Tanıklık alma aşaması
Kendimi önce D'den özür dilerken buluyorum. Bu kadar yoğun bir şey çıkmasını beklemiyordum diyerek. Saçma, ama yapıyorum. D gayet soğukkanlı beni dinliyor. Ve hareketlerim, neler canlandı, benle, yani aklımda kalanları sıralıyorum. 'Utanç' yaşadığım anı demek zor oluyor, ama diyebilmek iyi geliyor. Daha iyi bir geleceğe dair, insanlığa inancı yitirmenin yası, bu kelimeler ile ifade ettiğimde fark ediyorum: Tanıdığım bir korku, ya da tuzak. Ne olursa olsun umudunu ve inancını yitirme diye bir kodlamam var. Bunun içimden çıkmış olmasına memnunum. Çok yorgunum, üzerimden yüzyıllar geçmiş sanki. Ama rahatlamış hissediyorum.
Tanıklıkta, D kendindeki çağrışımları söylüyor…Özellikle ‘utancı’ dillendirebilmek aslında ondan gelen tanıklık sonrası mümkün oluyor. Baya mahçubum. Adeta coğrafyada yaşananlardan dolayı da mahçubum. Herkes adına.... Ama en çok, inancını yitiren halimden utanç, çok çarpıcı geliyor. D o pilates duruşu gibi ana dair ve köprümsü harekete dair, tanıklığını veriyor. Pilates pozu girişimi diyelim, neden kendini zorluyor ki diye, ne yapsan işe yaramaz zaten hissi onda da var. Ama o poz sonrası bir şeyin değiştiğini düşünüyor o anda. Küçük de olsa bir hareket, zor da olsa yapmalı, hatta belki onun için zor bile değil diyor. Onun o andaki yorumu. Köprüye geçişe ise çok şaşırdığını...çünkü tam bir kaç saniye ya da da bir dakika öncesi, daha ben yerde yatarken, sanki köprüye geçecekmişim gibi geliyor. Bir köprüye kalkışın geleceğini hissettiğini ya da hayal ettiğini söylüyor. Hareketi hangimiz başlattı, bilemiyoruz. Ki m kimi etkiledi, kollektif bilinç mi devreye girdi vs. hangisi diğerini etkiledi bilmeden, sadece bu hareketin çok iyi geldiğini, ve o dönmeler dahil bu hareketler vesilesi ile bir açılma, o anlarda bir dönüşüm olduğunu ikimiz de biliyoruz.
Diyalog ve Anlamlandırma
İlk tanıklık alırken çok da prim vermediğim, ama sonrasında notlarıma baktığımda gördüğüm bir tanıklık var, D'den gelen. En son duruşumda, benim kendimi teknik direktör pozunda diye tarif ettiğim, ‘İsteksizce ve gönülsüzce yapması gereken bir şeyi fark eden, ona bakan birini görüyorum’ ifadesi. Teknik direktör pozuna geçiş ikimiz de de net ve benzer çağrışımlar olmuş. Oyuna dahil olmak. Etkisi olan alanı görmek vs...Ama özellikle isteksizce 'isteksizce ve gönülsüzce yapması gereken bir şeyi fark etme ve ona bakma hali...' D için kendi ev arayış sürecindeki halini de tarif ettiğinizi söylüyor. Yapabileceği çok şey var aslında, ama hiç bir şey yapmayan bir durumda. Bende, bende pek çok çağrışımı var bende. Bunu da isteksizce, ama alıyorum. Kabul ediyorum. Gördüklerini sevmeyebilirsin. Son dönemlerde, yapsam ne olacak ki, baksana olan bitene hali, istek, anlam kaybı çağrışımları. Ama ilk gördüğünden, içinden gelenden yapmaya başlayınca bir şey değişiyor. Kabul etmeyi hatırlatıyor, karanlığı, insanlığın, da karanlık halleri var ya. Hani kabul etmiştik... Kendi karanlığımı, kırılganlığı, isyankar, öfkeli halimi... Bu da, tanıdık zorlandığım yerlerden birisi, tuzaklarımdan biri. Bu hali reddetmek. Profesyonel olarak, pek çok dinamiğini bilsem de! Amman diyorum, Özlem, çık buradan. Çağrışımlar farklı seviyelerde deva ediyor. Bu yaşantı, bilinç bir kaç gün benle aktif kalıyor.
Günün sonrası ilk olarak kendime dayattığım, yapılması gerekenlerden kaçınılmaz bir mola alıyorum. Kendime güneş vuran kanepede uyumaya izin veriyorum. Güzel bir uyku. İsteksizce yarım yamalak yapmaya çalıştığım ve aslında yapamadığım işlerden, hallerden bir mola. Süreç boyu hiç göz yaşı dökmedim. Ama sanki çok ağlamış, huzursuzlanmış, sakinleştirilip uyutulduktan sonra, sanki demin ağlayan o değilmiş gibi uyanan bir bebek gibiyim.
Takip eden yaşantılar
Ertesi gün, hayatla yeniden aktif bir ilişki içindeyim. Henüz dünyada barış yok, ama ben kendi içimde, kendi bastırmaya çalıştıklarımla barış içindeyim. Ve Sulh. Bir seviyede anlamını yitirmiş gibi gözüken aktiviteler, yeniden anlamlı. İyi bir şeyler yapmak için istekliyim. Daha iyi yemek yiyorum, dağınık çalışma masamı topluyorum, açılmamış valizler duruyor, onlara takılmıyorum. Ertelediğim işlere el atıyorum, ertelediğim bir doktor randevumu planlıyorum. Çevremdekilere toleransım geri gelmiş.
En kıymetlisi, kendimle sulh halindeyim.
Ve, acaba isteksiz ve gönülsüz gibi olmama rağmen, başka nerelere bakmak, neleri yapmak, zorlanıyor olsam da hatta, iyi olacak sorusu benle kalıyor bir süre daha.
DİP NOT: Otantik Hareket temel unsurlar ve uygulama akışı
Otantik hareket temel formunda, bir kişi tanık eşliğinde gözü kapalı olarak hareket eder. Hareketi takiben, aklında kalan hareketleri o hareketler sırasında canlanan duygu, düşünce, imaj, öykü vs..sonra hareket eden kişinin deneyimini sözel olarak ifade etmesi ve sonra tanıklık alması şeklinde. Tanık süreç boyunca aktiftir. Tanıklık sırasında kendisinde canlanan duygu, düşünce, imaj, öyküleri takip eder. Ve hareket eden kişi ister ise, bunları paylaşır. Tanıklık sonrası hareket eden kişi ve tanıktaki çağrışımlar bir diyalog ile devam eder. Ayrıntılı bilgi için Otantik Hareket bölümüne bakabilirsiniz. |
Comentarios